Bu Prada Size Özel

Geçenlerde 3 arkadaş çocuklardan vakit ayırıp bir araya gelmeyi becerebildik. Fırsat bu fırsat mağazaların ayakkabı reyonlarını gezmeye başladık. Girdiğimiz yerlerden elimiz boş çıkarken konu hep şöyle ilerledi, ‘Evet aynı böyle sivri burunlu bir ayakkabı istiyorum ama daha ince ve uzun topuklu’, veya ‘Yok benim ihtiyacım olan işe rahat giyebileceğim siyah topuklu bir bot. Bu çok düz benim için…’ veya ‘İşte tam aradığım gibi! Ama 37’si kalmamış’… Bunları düşünürken girdiğimiz Prada, dileklerimize tam kendine yakışır bir cevap verdi.

Markanın 2011 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla hayatımıza giren kalın tabanlı, maskülen ayakkabılar kapış kapış satılmıştı. Prada 2015 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda bu ayakkabıları hem bayanlar hem de erkekler için yeniden raflara taşıyor ve tasarım detaylarını müşterilerine bırakıyor. Prada severler 32 renk ve 3 farklı deri (dana, timsah ve yılan derisi) seçenekleri arasından yapacakları seçimlerle yeni sezon ayakkabılarını kendileri tasarlayabiliyor. Altına isminizin baş harfleri işlenen ayakkabılar yaklaşık 2 ay sonra elinizde.

Prada geçtiğimiz aylarda bu uygulamayı tanıtmak için minik bir dünya turu düzenledi. Belirlediği rota üzerinden şehir şehir dolaşarak siparişleri topladı. Ben markanın kişiye özel ayakkabı servisi ile İstanbul İstinye Park mağazasında tanıştım. Uygulama için seçilen diğer şehirlerden bazıları Toronto, Londra ve Singapur ve tabi ki Milano.

Aslında ‘kişiselleştirme’ son dönemde lüks moda evlerinin sıkça başvurduğu bir pazarlama ve satış taktiği. Daha önce, Louis Vuitton’un bazı model çantalarına müşterilerin baş harflerini işlediğine şahit olduk. Hermés ise kişiye özel eşarp tasarımı ile müdavimlerini daha da özel hissettirdi. Prada’nın da kişiselleştireceği ürünü seçerken markasının tarihinden esinlendiğini görüyoruz. Mario ve Martino Prada 1919 senesinde bu moda evini kurduklarında, erkekler için aksesuarlar (özellikle ayakkabı) üretiyorlardı.

Üstelik bu, Prada’nın ilk ‘kişiselleştirme’ tecrübesi de değil. Ünlü moda evi, ilk olarak sadece bayanlar için benzer bir uygulamayı hayata geçirdi. Geçtiğimiz ilkbahar, Prada takipçileri, 6 farklı topuk uzunluğu, 9 farklı deri modeli ve 89 renk arasından seçimler yaparak kendi ayakkabılarını yarattılar. Kulağa harika geliyor değil mi? Özellikle topuklu ayakkabılar için olan kısmı yakalayıp bir sipariş verebilmek isterdim. Ne isteyeceğimi bile hayal ettim. Sivri burunlu, ince uzun topuklu, pudra rengi rugan bir ayakkabı! Ayakkabının içi krem, altı ise yine pudra tonunda olacak…

Prada’dan kişiye özel ürün almanın elbet bir bedeli var. Bu özel ayakkabılar mağazalarda hazır bulunan Pradalar’a göre daha pahalı. Burada bizi bir Prada ayakkabı için daha çok ödemeye ikna eden faktör, alacağımız ayakkabıdan sadece 1 tane (seçtiklerimiz bir başkasıyla %100 örtüşmediği sürece) üretilecek olması. Kişiselleştiren dokunuşlar ürünü sadece lüks bir seçim olmanın ötesine geçirip onu sanata yaklaştırıyor. Ayrıca alınan ürün kişiselleştikçe içine hapsettiği ‘duygu’ yükü de aynı oranda artıyor. Kendi seçimlerimizden oluşan bir lüks tüketim ürünü daha çok sevildiği gibi, arkasındaki markayı da daha çok sevdiriyor! Üstelik tasarladığımız hayali elimizde tutmak için 2 ay bekliyor olmak da oyunun bir parçası. ‘Hemen sahip olamamak’ o ürüne ve dolayısıyla markaya biçilen kıymeti arttırıyor. Bu doğum gününüz için sevgilinize bir hediye siparişi verip de onu beklemeye koyulmak gibi.. O gün yaklaştıkça heyecan artıyor!

Yakın dönemde kişiselleştirme dokunuşunu daha fazla lüks markanın kullanacağına inanıyorum. Hatta kanımca Gucci bu trene eklenen ilk marka olabilir. Prada’ya geri dönerek bitirecek olursak, ünlü moda evinin ‘kişiye özel ayakkabı’ hamlesinin Nike ID’ye (Nike’ın kişiye özel ayakkabı tasarım hizmeti) verilen en lüks yanıt olduğunu düşünüyorum. Çünkü söz konusu Prada olunca satın aldığınız sadece kişiselleştirilmiş bir ayakkabı ile sınırlı kalmıyor. Prada kalitesi ve kusursuz el işçiliği de beraberinde geliyor.