Lufthansa Güvencesinde, Mercedes Konforuyla Uçun!
Uçağa binmeyi sever misiniz? İş gezisi için bile olsa, bana ‘gezmeyi’ çağrıştırdığı için olsa gerek, ben her daim uçağa binmeye hazırımdır… Sadece gün ve saati öğrenmem yeterli. Valizimi toplar, havaalanına gelirim. Ancak bazı uçuşlar, günler ve hatta haftalara mal olacak şekilde yorucu geçer… Sanki uçağın kokusu bile üzerinizde kalır, alüminyum kapaklı kutulardaki yemekler midenizde şişer, bir dahaki yolculuk için ayaklarınız geri geri gider ya, işte tüm bunlara Lufthansa’nın yepyeni bir çözüm önerisi var!
Mercedes Benz ve Lufthansa Technik, yolcuların uçuş konforunu en üst seviyeye çıkartmak için bir araya geldi ve VIP kabinler tasarladı. Geçtiğimiz aylarda Cenevre’deki European Business Aviation Convention and Exhibition’da (EBACE) tanıtımı yapılan bu işbirliği, tabi ki Lufthansa’nın sadece seçili uçaklarında bulunacak.
İkilinin bir araya gelişinde Mercedes’in tasarım, Lufthansa’nın ise teknolojideki ekspertizi ön plana çıkıyor. Alışıldık kabin tasarımlarından oldukça farklı bir yorumla hazırlanan VIP kabinler bence her yaş ve her ülkeden lüks tüketim müşterisinin kalbini çelecek kapasitede. Ortak yapım kabinde bir yemek alanı, bir de oturma kısmı bulunuyor. Ben tasarımdaki dairesel formları çok sevdim! Bu yaklaşımın, ortamı çok daha organik, rahat ve ferah bir hale getirdiğini düşünüyorum. Sanki bir uçağın içinde değil de, bir otel süitinin oturma kısmındaymışsınız gibi… Mercedes kabinin pencere kısımlarını ise S-Class arabalarındaki teknolojiden ilham alarak düzenlemiş. Pencere camları dışarıdan gelen ışık miktarına göre otomatik olarak ayarlanıyor ve yolcunun gözünü yormayacak kıvamda içeriye süzülüyor. Bence işbirliği sonucunda ortaya çıkan tasarım o kadar güzel ki, uçak korkusu yaşayanlar bile içeri adım attığında böyle bir fobisini olduğunu hatırlamayabilir!… Ancak esas altını çizmek istediğim, lüks tüketime mimari ve deneyim odaklı bir açıdan yaklaşan bu birlikteliğe Lufthansa ve Mercedes gibi iki markanın niye soyunduğu.
İnsanların zevk ve/veya iş amacıyla git gide daha fazla seyahat ettiği, hele ki zengin kitlenin sıklıkla uçağa bindiği bir dönemde yaşıyoruz. Havayolu şirketleri ya satınalmalarla büyümeye gidiyor, ya da global arenada hızla artan rekabete yenik düşüp oyun alanından çekiliyorlar. Lufthansa da kendini, Emirates, Singapore Airlines, British Airways ve hatta THY gibi en ‘premium’ seviyede konumlandıran büyük bir oyuncu. Dolayısıyla rekabetten sıyrılmak ve müşterisine olabilecek en üst seviyede farklı bir lüks deneyimi sunmak için attığı bu adım, bence çok yerinde bir karar olmuş. Ayrıca bugünün lüks tüketim müşterisi, uçuş deneyimini bir bütün olarak değerlendiriyor. Bir yere güvenli şekilde ulaşmak zaten hali hazırda olması gereken minimum kriter. Lüks tüketim müşterisinin bunun yanında, uçuş zamanlamasına tam uyum, lezzetli ikram, kusuruz servis, rahat koltuk, geniş alan, dinlenerek ve şımartılarak uçaktan inmek gibi beklentileri var… Mercedes ile ortak yapılan VIP kabinler ile bu beklentilerin bir kısmının nefis bir şekilde karşılandığını düşünüyorum. Sonuçta bu işbirliği ile Luftahnsa müşterisine, “seni lüksten en iyi anlayan markalardan birine emanet ediyorum” diyor.
Diğer yandan Mercedes için, bu kabinlerin markanın tasarım becerilerini gösterebileceği yeni bir oyun alanı oluşu cazibe kaynağı. Bu şekilde Mercedes, uçuş deneyimi sırasında kendini lüks tüketim müşterisine hatırlatarak ‘life-style’ bir marka olma yolunda sağlam bir adım atıyor. Ayrıca, en ‘premium’ şekilde uçmayı tercih eden kişilere dokunmak, markaya potansiyel müşteri de kazandırıyor.
Lüks araba markaları arasında, farklı alanlardaki ‘premium’ markalar ile benzer işbirliklerine imza atan markalar da yok değil. Bakınız, İstanbul’da geçtiğimiz aylarda açılan St.Regis otelinin içindeki Bentley suite, 2014’te Maserati’nin Ermenegildo Zegna için özel hazırladığı kapsül koleksiyon, Ferrari ile Hublot işbirliğinden doğan Big Bang Ferrari saat…
Ancak lüks tüketim sektöründe almak yerine deneyimlemenin bir trend olarak hızla yükseldiği bu dönemde, Mercedes ile Lufthansa’nın yarattığı rafine lüks anlayışı şu ana kadar gördüklerim arasındaki en orijinal olanı. Üstelik bu birliktelik iki taraf için de harika bir pazarlama ve imaj tazeleme hamlesi.