Markasız Marka Olur Mu?

Begüm By Begüm1 Comment2 min read35 views

Yukarıdaki şaşırtmacalı bir soru değil. Aksine bugünün pazarlama dünyasının en çok akıl yorduğu konuların başında geliyor. Sebebi ise 2017 Temmuz’unda hayatına başlayan Brandless markasının ta kendisi.

Brandless tıpkı İngilizce isminin içine gizlediği gibi markasız olmayı savunan bir marka. Hatta bu tavrın ilk gerçekleştiricisi. Kurucuları Tina Sharkey ve Ido Leffler son yıllardaki tüketici davranışlarını ve yeni jenerasyonun bakış açısını çalışıp Brandless fikrinde buluşmuşlar. Brandless el kreminden fıstık ezmesine, kahveden kurşun kaleme kadar çok geniş skalada satış yapıyor. Yemek, ev eşyaları, kırtasiye ve kişisel bakım bölümleri var. Ürünlerinin üzerinde (normalde logo görmeye alışık olduğumuz yerde) kolay okunur etiketler bulunuyor. Etiketlerde ürünle alakalı detaylı içerik bilgileri var. Dahası herkesin aklını kurcalayabilecek sorular da bu etiketlerde nokta atışı yanıtlar buluyor. Örneğin bir el kremi için “paraben içermez” yazarken, zeytinyağı için “soğuk sıkım” ibaresi bulunuyor. Logo mu? Elbette yok. Zaten Brandless’ın yola çıkış felsefesi de burada filizleniyor; bir ürüne sırf markası sebebi ile yüklenen maliyetten kurtulmak. Markayı yaratıp beslemekten kaynaklanan maliyeti ürünün üzerinden sıyırmak. Bu şekilde kaliteli ürünleri çok daha uygun fiyata satışa sunabilmek. Markadan ziyade içeriğe odaklanmak. Hatta Brandless bu uğurda ürünün ne olduğunu gözetmeksizin tek fiyat politikası uyguluyor. Markanın tüm ürünlerinin satış fiyatı 3 dolar.

Bu kaliteye bu fiyat?

Sıra dışı bir yaklaşım olduğu kesin. Ancak ayrım kabul etmeden ürünlerin hepsinin 3 dolar olarak fiyatlanması akıllarda farklı şüpheleri uyandırmadı değil. İnsanlar Brandless’ın içeride her şeyin tuhaf ürünün potpori şeklinde satıldığı, kalitesi düşük 1 Dolar’cı dükkanlardan farkını sorgulamaya başladı. Sorguya çekenlerin başında Brandless felsefesini en çok benimseyeceği umulan yediğine duyarlı, çevreye karşı korumacı genç jenerasyon vardı. insanlar brandless.com’dan alışveriş yapıp bu deneyimi bloglara yazmaya, üzerine YouTube videoları çekmeye başladı Aldıkları ürünün fiyatını bileşenlerine ayırdılar. Firmanın uyguladığı fiyat politikası ile kalitenin tutturup tutturulamayacağı sorgulanmaya başladı. Çünkü bir kutu yüksek kalite fıstık ezmesini 28 dolardan 3 dolara getiren tek başına “markalama” maliyetleri olamazdı…

……………..

Makalenin tamamını okumak için https://www.marketingturkiye.com.tr/haberler/markasiz-marka-olur-mu/

What do you think?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Comment
  • Merhaba, ben organik sertifikalı kumaş ve malzemelerden bebek ve çocuklar için nevresim takımları, battaniyeler üretiyorum. Henüz yeni başladım. Nitelikli malzemeler ve mükemmel bir işçilikle üretim yapıldığı için fiyatlarda ortalamanın üzerinde çıkıyor. Ilin başlangıcından itibaren bir danışmanlık hizmeti almak istiyorum
    Bu konuda ne yapabileceğimizi görüşmek üzere sizden randevu rica ediyorum.
    Nurdan Kayacıklıoğlu