Bu Çantanın Nesi Gucci?
Bir bakışta anladınız değil mi? Evet yukarıdaki çantanın markası Gucci. Hem de daha önce görmediğiniz yeni sezon bir Gucci. E peki bu modeli daha önce hiç görmemişken markasından nasıl bu kadar emin olabiliyor insan? Nasıl hiç bir tereddüt duymuyor? Daha önce birkaç yazımda bahsetmiştim; markalar ürünlerin içine yerleştirdikleri minik kodlar aracılığı ile bizimle konuşurlar. O kodlar ürünün kimliğini bize fısıldar… Hazır Alessandro Michele’nin kumandanlığında Gucci’nin imajı yeni baştan yazılıyorken bunu bazı ‘demirbaş kodları’ sabit tutarak nasıl başardığı anlatmak istedim. Çünkü sabit tuttukları bizim markadan kopmamamız adına elzem! Yoksa 10 parmağında 10 marifet olan Michele sıfırdan bir kucak dolusu çanta tasarımı da yapabilirdi. Öyle değil mi? Esas marifet markanın geçmişini baz yapıp onu kimliğinden koparmadan bugüne taşıyabilmekti…
Bu çantaya ‘Gucci’ havasını veren ilk detay elbette o yeşil-kırmızı omuz askısı. Nedenini anlatmak için ise tarihin sayfalarını biraz aralamak gerek. Guccio Gucci’nin bu markayı ilk kurduğu 1921 ve sonraki yıllarda müşterilerinin büyük çoğunluğunu at binen aristokratlar oluşturuyordu. Onların koşum takımı için olan talepleri, Guccio’nun tasarımlarına tıpkı bu kayıştaki ‘binicilik’ detayı havasında yansıdı, ve seneler içinde modelden modele taşındı. İlk defa 1950’lerde ürünlerde kullanılan bu detay (kayış), zaman içerisinde Gucci’nin olmazsa olmazlarından biri haline geldi. Kayış için seçtiği renk ise markanın doğduğu toprakları yad eden İtalyan bayrağı tonlarıydı. Bugün Alessandro Michele’nin yaptığı çanta tasarımında günümüzün kişiselleştirme trendine uygun olarak kayış farklı alternatifler ile değiştirilebiliyor. Ancak resimdeki kullanımın Gucci’yi en net biçimde çağrıştıran olduğunun altını çizmek gerek.
Gelelim bambu sapa… Sap olarak bambu kullanımı da markanın daha önceki modellerinde sıklıkla gördüğümüz bir başka detay. Mussolini İtalya’sında çanta yapmak için materyal bulmak zorlaşmıştı. Bu kıtlık hali İtalyan topraklarında yaratıcılığı besleyen bir kamçı oldu. Yine koşum takımlarındaki kıvrıma gönderme yaparak yarım ay şekli verilen bambu çantalara sap olarak iliştirildi. Bambu sap bugüne dek Gucci’nin birçok modelinde başrolü oynadı. Dümdüz deri çantalara kimlik kattı, ünlülerin
ilk tercihi arasında yer aldı. Gucci’nin kıtlıktan nasiplenerek yarattıkları bambu sap ile de sınırlı kalmadı. Bugün hala markanın birçok modelinde tercih edilen kanvas kumaş da yine çanta yapımı için yeterince deri bulunamaması sebebi ile Guccio Gucci’nin başvurduğu bir alternatif yoldu.
Çantanın Gucci’liğini damgalayan son vuruş ise ön kısımdaki metal halka. Bu kullanım için aşağıdaki resimde gördüğünüz binicilik detayının bir türevi demek mümkün. Çünkü Alessandro Michele alışılageldik (biraz da artık içimizi bayma kıvamına ulaşan) bu detayı aldı, tasarımlarına yön veren mitoloji/ Medusa/ yılan simgeleriyle yeniden yorumladı ve (yine bize bir bakışta Gucci’yi anlatmayı başaran) yepyeni bir forma soktu.
Tüm bu detayları üst üste yığınca müşteri koltuğundan durumu izleyen bizlere düşen ise “Michele ne kadar farklı, ne kadar estetik, ne kadar ‘Gucci’ ve ne kadar hip bir çanta tasarlamış” demek oldu… :)