Nespresso’dan Kişiselleştirme Atılımı

Begüm By Begüm0 Comments4 min read139 views

Benim için gün kahvemden ilk yudumu almadan başlamadığından mıdır, kahve içmek daima günün en keyifli anlarından birini oluşturduğu için mi bilmiyorum, bu içecek ile ilgili tüm konulara ilgi duyuyorum. Ve IMG_1233geçtiğimiz günlerde evimizde müthiş hızla tüketilen Nespresso kapsüllerinin yenilerini almak için Nişantaşı mağazasına adım attığımda kahve için yepyeni bir dönemin açıldığını fark ettim.

Nespresso, makinaları arasından Pixie modelinde bir kişiselleştirme uygulaması başlatmış. Şöyle ki, makinanın yan panellerini değiştirilebilir biçimde kurgulamışlar. Seçeceğiniz renk ve desendeki paneli Pixie’nize iliştirip kahve makinanızı kişiselleştirebiliyorsunuz. Marka bu pazarlama uygulaması için 12 farklı renk ve dokuda malzeme tasarlamış. Türkiye’de henüz hepsi yok. Ben mağazaya gittiğimde, kırmızı, gri, neon sarı, beyaz ve siyah olanlarını gördüm. Pop tarzda döşenmiş bir mutfağa sahipseniz fosforlu sarıyla giydirilmiş bir Pixie, retro akımından hoşlanıyorsanız kırmızılara bürünmüş bir Pixie veya bir ofis ortamını zenginleştirmekse amacınız siyah panellerle süslenmiş bir Pixie nefis bir seçim olacaktır.

nespresso-bright-yellowBurada pazarlama anlamında dikkat çeken nokta ise, moda sektörünü kasıp kavuran kişiselleştirme uygulamasının nihayet dekorasyonda da değerlendirilmiş olması. Nespresso’nun yaptığı benim dekorasyon alanında gördüğüm ilk kişiselleştirme atılımı. Dekorasyon diyorum çünkü Nespresso ürünlerini ‘kahve yapmaya yarayan makineler’ tanımının çok daha ötesine geçirmeyi başarmış bir marka. Nespresso makineleri evinizde sergilemekten gurur duyacağınız statü objeleri. Tıpkı mutfak sihirbazı Kitchenaid veya salonlarda mücevher gibi parlayan Bose ses sistemleri gibi... Hatta bana göre Nespresso lüks tüketim müşterisinin kalbine işlemeyi başarmış bir Love Mark. George Clooney ve Penelope Cruz’lu reklamları da bu kahve aşkına birer katkı niteliğinde. İşte bu nedenle diğer birçok lüks tüketim markasının pazarlama planlarına kattığı gibi, Nespresso’nun da kişiselleştirme uygulamasına yönelmesi bence markanın kimliğiyle çok entegre bir gelişme.

Kişiselleştirme nihayetinde ürünü kendi stilinize göre yoğurabileceğiniz bir uygulama. Ve hali hazırda kalbinizde taht kurmuş olan bir marka size bir de kişiselleştirme seçeneği sunduğunda, ona daha da fazla bağlanmamanız olası değil. Üstelik bu uygulama, yeni müşteriyi tavlamak kadar olağan müşterileri de repeat buy (yeniden alım) için özendiren bir pazarlama hamlesi. Evdeki Nespresso makinam tık demeden pırıl pırıl çalışıyorken bu uygulamayı gördüğümde ben bile bir tane Pixie alsam mı diye düşündüm… Evdekini ofise götürürüm. Fosforlu sarı ile süslenmiş yeni makinamı gururla mutfağıma yerleştiririm diye geçirdim içinden. Baktıkça mutlu olurum…gardrop-pixie-nespresso

Dekorasyon alanında böylesine bir kişiselleştirme uygulaması ilk yapanın Nespresso olması ile kesinlikle şaşırtıcı değil. 55 ülkede, 400’ün üzerinde satış noktasıyla hizmet veren İsviçreli marka bugünkü şanını zaten müthiş pazarlama altyapısına borçlu. Çünkü (az önce belirttiğim gibi) $4.59 milyar ciroya sahip Nespresso markasını bir lüks tüketim ürünü olarak pazarlıyor. Bize sattığı aslında kahve kapsülleri ile kahve makinası değil. Onlar aracılığıyla oluşan ‘kısa süreli keyif deneyimleri’. Ucuna bir molayı, sevdiklerinizle sohbeti, rahatlamayı eklediğiniz size ait mutluluk anları. İşte bu nedenle Nespresso’nun pazarlama anlamında attığı diğer adımlar da diğer lüks tüketim markaları ile benzeşiyor. Tıpkı dönem dönem çıkarttığı ‘limited edition’ aromalı kapsüller gibi. Veya kahve keyfine eşlik edebilecek fincan, bardak formundaki yan ürünler gibi..

Ve yeniden kişiselleştirme uygulamasına dönersek, dekorasyonda gördüğümüz bu ilk örneğin kesinlikle başka markalar tarafından benimsenip pazarlama takvimlerine alınacağını düşünüyorum. Ayrıca olay mutlaka kahveyi aşıp başka alanlara da sıçrayacaktır. Sonuçta işe yaradığı kanıtlanmış bir uygulamadan bahsediyoruz. Başarı getireceği neredeyse garanti olan kişiselleştirme için, zahmete girip onu farklı kulvarlarda değerlendirmeye değmez mi? Kesinlikle değer!

 

 

 

What do you think?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Comments Yet.