
Marc Jacobs’ın New York City’deki bir çok mağazasından sadece bir tanesi bu gördüğünüz. Vitrin bir tiyatro sahnesi gibi hazırlanmış durumda
. İçine girip, orada sizin için seçilmiş birçok elbise, şapka, gözlük, oyuncak gibi malzemeyi kullanarak kendinize kombinasyonlar yapabiliyorsunuz. Kostümünüzü giyindikten sonra ise fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Çekilen fotoğrafın bir kopyası sizde kalırken, diğeri vitrini süslemek üzere asılıyor.
Aslında gördüğünüz, son zamanlarda sıklaşan interaktif vitrin uygulamasına bir örnek. Marc Jacobs bu uygulamayla müşterileri için hem eğlenceli bir ortam kurgularken hem de onlara ürünlerini denetebiliyor.
Müşteriyi sadece vitrine baktırmak yerine vitrine davet edip vitrinin odak noktası haline dönüştürmek elbette müşterinin marka ile olan iletişimini arttırılıyor. Bu uygulama ile Marc Jacobs, müşterisini ürün satın almasa dahi, mağazadan hoş bir deneyimle uğurluyor. Bu da marka ile müşteri arasındaki bağın kuvvetlenmesine olanak veriyor. 