Bildiğiniz Dom Pérignon Hiç Görmediğiniz Gibi

Aklınızdan bir şampanya markası tutun. Köklü, klasik, asil ama bir o kadar da heyecan verici, yenilikçi ve ezber bozan olsun. Dom Pérignon’u içinizden geçirdiğinizi tahmin edebiliyorum.

İlk bağ bozumunu 1921 yılında gerçekleştiren Fransız şampanya markası bugün hala lüks tüketimin en sevilen tatları arasındaki yerini layıkıyla koruyor. Ancak tabi ki milyarlarca dolarlık lüks pazarının en tercih edilen markalarından birisi olmak sadece ürünün kalitesinden ibaret olamaz. Hem köklü bir marka olup onun tüm asaletini ve zamansızlığı üzerine giymek hem de günün an be an değişen trendlerine ayak uydurarak ‘hip’ bir marka algısı yaratmak bu tip lüks tüketim markalarının karşılaştığı en büyük dilemmalardan bir tanesi. İşte Dom Pérignon’un haklı başarısının önemli bir dayanağı bu dengeyi mükemmel bir şekilde kurmasından kaynaklanıyor.

Dom Pérignon’un farklı tasarımcılar ile yaptığı işbirliklerinin yukarıda bahsettiğim dengenin kurulmasında önemli rol oynadığını düşünüyorum. Tasarımcı eli değmiş özel üretim şampanya şişeleri için Fransız firmanın bu sefer bir araya gelmeyi seçtiği isim ise Hollandalı İris Van Herpen. İris Van Herpen, Dom Pérignon 2004 vintage şampanyasının ikinci dönemini taçlandırmak üzere sınırlı sayıda üretilen bir şişe ve kutu tasarladı. Dom Pérignon şampanyalarının yapım sürecindeki ‘zaman’ kavramının öneminden ilham alan sanatçı, metamorfoz teması üzerinden ilerleyerek resmini gördüğünüz capcanlı, güçlü ve sofistike tasarıma imza attı. Lansman öncesi ise her bir kutuyu özel olarak imzaladı. Bu işbirliğiyle özellikle lüks tüketime ilgi duyan gençlerin hedeflediğini de varsayarak, özel üretim şampanyaların markayı potansiyel müşteriler ile buluşturacağına inanıyorum.

Bu işbirliğinin Dom Pérignon’a katkısı ise markanın kucakladığı genç, dinamik ve yenilikçi bakış açısıyla sınırlı kalmıyor. Çünkü Dom Pérignon sözkonusu pazarlama stratejisini kurgularken, onu ‘sınırlı üretim’ hamlesiyle de taçlandırmış. ‘Sınırlı üretim’ kavramı lüks pazarında satışı tetikleyen sihirli bir değnek gibi. Sahip olmak için edilen acele, ‘ya bana kalmazsa’ diye duyulan endişe veya almayı düşünmeseniz bile ‘acaba’ diye içinizde oluşan dürtü bile markayı aklınızda özel bir yere koymanız için yeterli.

Özetle, doğru amaçlarla yola çıkan ve tüm beklentileri yanıtlayan Dom Pérignon X İris Van Herpen beraberliğindeki mutluluğun da daim olacağına yürekten inanıyorum.